TÜRK-İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİNDE SOSYOLOJİ – I. CİLT

 

Başvuru Özet Taslağı ve Çağrı metni dosyası için tıklayınız 

BASVURU ÖZET TASLAGI

“TÜRK-İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİNDE SOSYOLOJİ – I. CİLT”

 

TÜRK-İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİNDE SOSYOLOJİ – I. CİLT

Bir kavram olarak sosyal sistem, unsurları arasında karşılıklı etkileşim bulunan dinamik bir bütündür. Bu bütünün herhangi bir parçasında meydana gelen değişim, diğer parçaları da etkileyerek toplumsal düzenin sürekliliğini ve uyumunu sağlar. Toplum hem maddî hem manevî unsurlardan oluşan canlı bir organizmadır; bu organizmanın iki temel dayanağı sosyal sistem ve kültürel sistemdir.

Türk-İslam düşüncesi, tarih boyunca bu iki sistemi bir arada anlamlandırmış; insanın toplumsal varlık olarak inşasında ahlâk, hukuk, iktisat, din, siyaset ve bilgi gibi alanların karşılıklı etkileşimini esas almıştır. Bu düşünsel miras, toplumu yalnızca normatif bir düzende değil, aynı zamanda sosyolojik bir duyarlılıkla kavramaya çalışan köklü bir gelenek yaratmıştır.

 

KLASİK DÖNEMDEN OSMANLI’YA UZANAN SOSYOLOJİK DÜŞÜNCE MİRASI

Bu geleneğin ilk büyük temsilcilerinden Ebu Nasr el-Farabi, Medinetü’l-Fazıla’da faziletli şehrin inşasında ahlâk, siyaset ve hikmeti toplumsal düzenin temeline yerleştirir. Ona göre toplum, erdemin ortaklaşa yaşandığı bir birlikteliktir. İbn Miskeveyh, bireyin ahlâkî olgunluğunu toplumun ahlâkî yapısına bağlayarak, insan tabiatı ile erdem arasındaki ilişkiyi bireyden topluma doğru genişletmiştir. Gazali, ahlâkın bozulmasını toplumsal çöküşün nedeni olarak görmüş; bireysel ıslahı sosyal dirilişin ön koşulu saymıştır. İbn Haldun, Mukaddime’de asabiyet ve ümran kavramlarıyla tarihte toplumsal değişimi açıklayarak, modern sosyolojinin kurucu ilkelerine öncülük etmiştir. Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde bu miras yeni bir yön kazanmıştır.
Kınalızâde Ali Efendi, Ahlâk-ı Alâî’de bireysel ahlâk, aile düzeni ve siyasal adalet arasında kurduğu ilişkiyle Osmanlı toplumunda ahlâkî düzenin sosyal dengeyle nasıl iç içe geçtiğini ortaya koymuştur. Kâtip Çelebi, bilgi üretimi, ilimlerin sınıflandırılması ve toplumsal ilerleme konularındaki görüşleriyle erken modern Osmanlı düşüncesinde bilgi-sosyoloji ilişkisini gündeme taşımıştır. Naîmâ, tarihsel olayların nedenlerini sosyal ilişkiler, güç dengeleri ve değer sistemleri üzerinden açıklayarak Osmanlı tarihçiliğine sosyolojik bir bakış kazandırmıştır. Ahmed Cevdet Paşa, hukuk, tarih ve toplum arasında kurduğu bütüncül bakışla klasik mirası modern döneme taşımış; hem tarih felsefesi hem de hukuk sosyolojisi alanında öncü bir sentez sunmuştur.
19. yüzyılın sonlarına doğru ise Abdüllatif Suphi Paşa, Avrupa’da şekillenen sosyolojik fikirleri Osmanlı’nın toplumsal yapısıyla karşılaştırarak, yerli bir sosyal teori inşa etme çabasında bulunmuştur.

Bu düşünsel silsile, yalnızca felsefî bir yönelim değil, aynı zamanda medeniyetin sosyolojisi olarak adlandırılabilecek bir bilgi sistemidir. Farabi’den Suphi Paşa’ya uzanan bu çizgi, toplumun manevî temellerini, değişim dinamiklerini ve ahlâkî düzenin sosyal sürekliliğini anlamaya çalışan yerli bir sosyoloji geleneğinin ipuçlarını taşır.

 

DÜŞÜNSEL BAĞIMSIZLIK VE YENİDEN KAVRAMSAL İNŞA

Bugün, sosyal bilimler evrensel bir dil iddiası taşımakla birlikte, hâlâ Batı merkezli paradigmaların gölgesi altındadır. Oysa Farabi’nin faziletli toplumu, İbn Haldun’un ümran nazariyesi, Gazali’nin ahlâkî toplum vurgusu ve Cevdet Paşa’nın tarih-toplum diyalektiği, kendi bağlamlarında insanı merkeze alan özgün sosyolojik modeller olarak yeniden okunmayı beklemektedir. Bu yeniden okuma, yalnızca geçmişe dönük bir hatırlama değil; aynı zamanda düşünsel bağımsızlık ve kavramsal özgünlük inşasının da kapısını aralayacaktır.

PROJE AMACI

Bu bağlamda, “Türk-İslam Düşünce Tarihinde Sosyoloji” başlıklı editörlü kitap projesinin birinci cildi, klasik dönemden modern Osmanlı’ya kadar uzanan bu zengin düşünsel geleneği bütüncül biçimde incelemeyi amaçlamaktadır.

Eserin temel amacı:

  • Türk-İslam düşüncesinde sosyal sistem, kültürel yapı, ahlâk, siyaset ve din ilişkilerini sosyolojik bir bakışla yeniden okumak,
  • Dönemler arası sürekliliği ortaya koyarak “yerli bir sosyolojik düşünce geleneği”nin izlerini sistematik biçimde görünür kılmak,
  • Modern sosyolojiyle klasik İslam düşüncesi arasında kavramsal bir diyalog kurmaktır.

KAPSAM VE ALT BAŞLIKLAR

Bu cilt, 9. yüzyıldan 19. yüzyıl sonlarına kadar uzanan dönemi kapsayacak; Farabi’den Abdüllatif Suphi Paşa’ya kadar uzanan düşünsel zincirin tüm halkalarını değerlendirecektir. Önerilen başlıklar şunlardır:

Klasik Çağda Türk-İslam Düşüncesinde Sosyolojik Fikirler ve Kaynaklar

  • Sosyal Sistem ve Kültürel Sistem Kavramlarının İslam Düşüncesindeki Temelleri
  • İslam Düşüncesinde İnsan ve Cemiyet Tasavvuru
  • Toplumsal Düzenin Ahlâkî ve Dini Temelleri
  • Sosyal Kurumlar ve Dayanışma Fikri
  • Toplum ve Bilgi: İlim, Hikmet ve Marifet İlişkisi

Klasik Dönem Düşünürlerinde Toplum Teorisi

  • Farabi’de Faziletli Şehir: Ahlâk, Siyaset ve Toplum
  • İbn Sina’da İnsan Tabiatı, İş Bölümü ve Medeniyet
  • İbn Miskeveyh’te Erdemin Sosyolojik Boyutu
  • Gazali’de Ahlâk, Din ve Toplumsal Düzen İlişkisi
  • Nasîrüddin Tûsî’de Aile, Devlet ve Cemiyet
  • İbn Haldun’un Ümran Teorisi ve Toplumsal Değişim
  • Taşköprülüzâde’de Bilgi, İlim ve Toplumsal Hiyerarşi

Osmanlı Klasik Geleneğinde Sosyolojik Yaklaşımlar

  • Kınalızâde Ali Efendi ve Osmanlı Ahlâk Sosyolojisi
  • Kâtip Çelebi ve Bilginin Sosyal Organizasyonu
  • Naîmâ’da Tarihsel Olayların Sosyolojik Yorumu
  • Ahmed Cevdet Paşa’da Hukuk, Tarih ve Toplum Bütünlüğü
  • Abdüllatif Suphi Paşa ve Modern Sosyolojiye Geçiş Süreci

Kavramsal ve Tematik İncelemeler

  • Klasik İslam Düşüncesinden Günümüze Sosyolojik Süreklilik
  • Türk-İslam Düşüncesinde Medeniyet, İnsan ve Toplum Tasavvuru
  • “Cemiyet”, “Ümmet”, “Asabiyet” ve “Nizam” Kavramlarının Klasik Yorumu
  • İslam Düşüncesinde Ahlâkî Toplumun Yapısı
  • Devlet, Otorite ve Meşruiyetin Sosyolojik Boyutları
  • Şehir ve Medeniyet
  • Kadın, Aile ve Sosyal Roller
  • İktisat, Emek, Vakıf ve Toplumsal Adalet
  • Bilgi, Eğitim ve Toplumsal Mobilite

Karşılaştırmalı Yaklaşımlar

  • Klasik İslam Sosyolojisi ile Modern Sosyoloji Arasında Kavramsal Köprüler
  • İbn Haldun ile Durkheim, Weber ve Tönnies Karşılaştırmaları
  • Osmanlı Sosyal Düşüncesinde Toplum – Devlet – Birey İlişkileri
  • İslam Düşüncesinde Sosyal Değişim Kuramı ve Modernleşme Öncesi Dinamikler

Bu kitap, yalnızca geçmişin bir incelemesi değil, medeniyetimizin sosyolojik temellerine yapılan bir entelektüel çağrıdır. Farabi’den Abdüllatif Suphi Paşa’ya uzanan düşünce zincirinin her halkası, bugünün toplumsal sorunlarına ışık tutacak kadar canlıdır. Bu proje, hem geçmişi ilmî bir titizlikle yeniden okumayı hem de geleceğe yön verecek yerli ve insancıl bir sosyolojik perspektif geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu konu başlıkları dışında gelebilecek önerilere de daima açık olduğumuzu bildirmek isteriz.

•    DETAYLAR

Özet Gönderimi: 20 Kasım 2025

Kitap Bölümü Gönderimi (Tam Metin): 1 Mart 2026

Gözden Geçirilmiş Kitap Bölümü Gönderimi (Hakem Düzeltmeleri): 30 Mart 2026

Kitabın Basımı: 15 Temmuz 2026

Kitabın, Üniversiteler Arası Kurul Başkanlığı (ÜAK)’nın Doçentlik Başvuru
Şartlarında belirttiği tanımdaki “Tanınmış Uluslararası Yayınevi” şartlarına haiz (En
az beş yıl uluslararası düzeyde düzenli faaliyet yürüten, yayımladığı kitaplar dünyanın
bilinen üniversitelerinin kataloglarında yer alan) bir yayınevinde uluslararası ISBN No
alınarak yayımlanması planlanmaktadır. Kitapta yer alan bölümler bir ya da birden fazla
yazarlı olabileceği gibi, aynı yazar birden fazla eserle de katkı sunabilir. Orijinal araştırma
ve derleme türündeki daha önce yayımlanmamış çalışmalardan oluşacak kitapta her yazar
kendi çalışmasından sorumludur. Yayınevi ve Editörler yayımlanacak olan kitapta yer
alan bölümlerde varılan sonuçlar veya fikirlerin sorumluluğunu taşımamaktadır. Yayınevi
ve Editörlerin, bu yayında ileri sürülen bilgi, alet, ürün ya da işlevlerin doğruluğu,
bütünlüğü, uygunluğu ve kullanılırlığı konusunda bir yüklenimi ve iddiası
bulunmamaktadır. Bu sebeple herhangi bir nedenle sorumlu tutulamazlar. Kitapta yer
alacak bölümlerin herhangi bir kısmı, Yayınevinin yazılı izni olmadıkça kaynak
gösterilmeden yayınlanamaz, bilgi saklama sistemine alınamaz veya elektronik, mekanik
vb. sistemlerle çoğaltılamaz. Yayımlanmak üzere gönderilen yazılar iade edilmez ve
yayınlanan yazılar için telif hakkı ödenmez. Kitap’ta yayın talebinde bulunan her
katılımcıdan belli bir miktar yayın ücreti talep edilecektir.

Hazırlanan kitap yazarlara 15 Temmuz 2026 tarihinde ulaştırılacaktır. Her yazara ücretsiz olarak 1 (bir) kitap
gönderilecektir. Yazarlar, bahsi geçen kitap bölümü başvuru sürecinde, yazım sürecinde
önemli tarihlere göre hareket etmelidirler. Gönderilen yazılar İLSAM Yayınları Yazım
kurallarına uygun olarak hazırlanmalıdır.

1. Metin dili Türkçe olacaktır.
2. Tam Metinler A4 (210×297 mm) kağıdı ölçüsünde, 1.25 aralık, ilk satır
girintili ( 1,25), 12 punto Times New Roman olarak yazılmalıdır.
3. Kenar ölçüleri soldan 4 cm, sağdan 2 cm ve de yukarıdan ve aşağıdan 3 cm
olarak ayarlanmalıdır.

•    TAM METİN GÖNDERİM DETAYLARI
  1. Metin dili Türkçe olacaktır.
  2. Tam Metinler A4 (210×297 mm) kağıdı ölçüsünde, 1.25 aralık, ilk satır girintili ( 1,25), 12 punto Times New Roman olarak yazılmalıdır.
  3. Kenar ölçüleri soldan 4 cm, sağdan 2 cm ve de yukarıdan ve aşağıdan 3 cm olarak ayarlanmalıdır.
  4. Metin başlığı tek aralık, ortalanmış, 14 punto kalın, tümü büyük harf ve Times New Roman olarak yazılmalıdır.
  5. Başlıklar (Giriş ve Sonuç hariç) numaralandırılma şekline göre düzenlenmelidir.
  6. Metnin en başında yazar(lar)ın adı ve soyadı ile iletişim bilgilerini içeren bir kapak sayfası olmalıdır.
  7. Tam metinler; yukarıda belirtilen özellikler çerçevesinde tablolar, şekiller, özet ve kaynakça dâhil 20 sayfayı geçmemelidir.
  8. Dipnotlar ve kaynakça bilimsel akademik kurallara göre yazılmış olması gerekir.
  9. Kaynak gösterimi için dipnot kaynakça sistemi olan “İSNAD ATIF 2″ kullanılmalıdır.(Bkz.https://www.isnadsistemi.org/guide/isnad2/)
•    ÖNEMLİ BİLGİLER

Çalışmalarla ilgili İNTİHAL taraması sorumlu yazarlar ve Editör tarafından yapılacak olup, İNTİHAL tespit edilen eserler yayınlanmayacaktır. Bu konuda Editör ve Yayınevi sorumlu olmayıp, yaşanacak Hukuki ihtilaflarda tüm sorumluluk ilgili bölüm yazarlarına aittir.

Gönderilen bölüm önerilerinde pratikten yola çıkarak yeni fikirler, teknikler ve çözümlemeler  üreten metinlere öncelik verilmektedir. Kitapta bölüm yazarlığı yapmak isteyen akademisyen ve araştırmacılar en geç 20 Kasım 2025 tarihine kadar başvurmaları gerekmektedir. Mailimize iletilen başvuru dosyasında önerilen bölümün başlığı ile çalışmanın problemi, amacı, yöntemi ve kapsamını içeren 150-200 kelimelik kısa  özet  yer almalıdır.

 

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün