Akademi Okulu
“İSLAMOFOBİ” SEMİNERİ AGİT DANIŞMA KURULU ÜYESİ DOÇ. DR. BÜLENT ŞENAY’IN SUNUMUYLA GERÇEKLEŞTİ
“İLSAM AKADEMİ OKULU” Bursa Ördekli Kültür Merkezinde devam eden seminerlerine 27 Şubat 2015 Cuma akşamı bir yenisini daha ekledi. İLSAM Akademi Okuluna bu ay Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı (AGİT) İnsan Hakları Danışma Kurulu Üyesi ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent ŞENAY konuk oldu. AGİT Danışma Kurulunda görev alan ilk ve tek Türk olma özelliğini de taşıyan Doç. Dr. Bülent ŞENAY İLSAM Akademi Okulunda bu ay lisans ve yüksek lisans öğrencilerine “İslamofobi” konusu üzerine bir seminer verdi.
Doç. Dr. Bülent ŞENAY Avrupa’da müslümanlarla ilgili dini, kültürel, psikolojik ve siyasi alanlarda olumsuz bir algının oluşmasını ifade eden İslamofobi’yi Avrupa’daki örneklere dikkat çekerek anlattı.
Avusturya’da çıkartılan kanunla ilgili olarak İslamofobi’nin yansımalarına değinen Doç. Dr. ŞENAY, bu kanunun çıkarılmasına sebep olarak Batının Avrupa’daki müslümanların radikalleşmesini gerekçe göstermesini eleştirdi. Avusturya İslam Kanununda yer alan camilerdeki din görevlilerinin ülke içerisinde yetiştirileceği maddesini de eleştiren Doç. Dr. Bülent ŞENAY Türkiye’den giden din görevlilerimizin İslamofobi algısını rahatlıkla yıkabileceğini ve o kalitede din görevlilerimizin olduğunun da altını çizdi.
Doç. Dr. ŞENAY seminerde İslamofobinin, batının İslamla kavgasının bir ürünü olduğunu, bugüne kadar Avrupa’da aşırı sağ siyasal hareketlerin söylemlerinden, medya dili ve akademi dünyasına kadar topyekün bir İslam düşmanlığı yapıldığını vurgulayarak İslamofobinin kültürel bir terör olduğunu, bir başka ifadeyle söylemsel şiddet olduğunu ve bu kültürel terörün nihayetinde nefret söylemi ve eylemi suçuna dönüştüğünü ifade etti.
Avrupalı sosyologların söylemlerinde; Avrupa’ya göç eden müslümanların kamusal alana dini kaynaklı yaşam tarzlarını sokmaları sonucunda İslamofobi algısının oluştuğundan bahseden Doç. Dr. ŞENAY Avrupa’ya göç eden Türk vatandaşlarımızın, diğer milletlere nazaran asimile olmadığını ve kültürlerini yaşattığını dile getirerek, bu durumun Avrupa’nın da dikkatini çeken konulardan biri olduğunu vurguladı.
Batının İslam dünyasıyla kavgasının sebeplerinden birisinin de Peygamber meselesi olduğunu dile getiren Doç. Dr. ŞENAY müslüman dünyasının tüm peygamberleri ayırt etmeden sevdiğini ve özellikle Hz. Muhammed (a.s)’ı kendisine örnek aldığını, Hristiyan dünyasında ise İsa (a.s)’ın tanrılaştırılmasından dolayı örnek alınmasının mümkün olunamayacağını ifade etti. Ayrıca batı dünyasında Peygamberimize yapılan hakaretlerin yanı sıra, kendi peygamberlerine de karikatürler vs. aracılığıyla çok sayıda hakaretlerin de yapıldığı gerçeğini ifade etti.
Paris’teki Charlie Hebdo meselesine de değinen Doç. Dr. ŞENAY, bunun hem İslam hukuku, hem de sosyopolitik açıdan bakıldığında, bir cinayet olduğunu ve hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirterek İslamofobinin oluşmasında, sadece batının tutumunun etken olmadığını, müslümanların kendi içinde de İslamofobiyi tetikleyen büyük sorunların olduğunu belirtti. Sayın ŞENAY, Müslümanların kendi kendilerini rehabilite etmeleri, sağlıklı bir dini eğitim mekanizması kurmaları ve mücadele yöntemlerini değiştirmeleri gerektiğini vurguladı. Ayrıca müslümanların İslamî yaşantının neresinde olduğunun analizinin yapılması gereğinin, kültür, örf, hurafe ile dinin özünün karıştırılmaması gerektiğinin üzerine de önemle durdu.
Doç. Dr. Bülent ŞENAY nihai çözümde İslamofobi algısının yıkılması için yapılması gerekenleri özetle şöyle ifade etti: Müslüman genç nesle iyi bir eğitim verip, siyasette, hukukta, kültürde, akademik hayatta, sanatta ve medyada önemli yerlere gelmeleri sağlanmalıdır. Bu sayede iyi eğitilmiş müslüman gençlerin İslam toplumlarını daha iyi temsil etmeleri sağlanacak ve bu durum da İslamofobi algısının zayıflamasını netice verecektir.
Doç. Dr. Bülent ŞENAY sunumunun ardından “Akademi Okulu” öğrencilerinin sorularına cevap verdi.
Seminer sonunda İLSAM Genel Koordinatörü Akın KARADENİZ tarafından Doç. Dr. Bülent ŞENAY’a onurluk takdiminde bulunuldu.